İnsanlar ona karşı geldiği zaman o sinirlenmek eğilimindedir.
- He tends to get angry when people oppose him.
Kızmak için neden yok.
- That's no reason to get angry.
Mary, sakin ol. Kızmak zararlıdır.
- Mary, come down. It is harmful to get angry.
Ofisime varmak yaklaşık on beş dakika alır.
- It takes about 15 minutes to get to my office.
İstasyona erken varmak için çaba harcadı.
- He made an effort to get to the station early.
Çalışmaya başlamak zorundayım.
- I have to get to work.
İşe başlamak istiyorum.
- I want to get to work.
Tom kolayca sinirlenen insanlardan hoşlanmaz.
- Tom doesn't like people who get angry easily.
Erkek arkadaşım başka kızlarla konuştuğu zaman sinirleniyorum.
- I get angry when my boyfriend talks to other girls.
Adaya ulaşmak onlar için zordu.
- It was hard for them to get to the island.
Kent merkezine ulaşmak için hangi otobüs veya trene binebileceğimi bana söyleyebilir misin?
- Can you tell me which bus or train I can take to get to the town centre?
He's refusing to testify. I think the Mob got to him.
This job's really getting to me. I don't know how much longer I'll last.