Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
During the intermission I got up to stretch my legs.
- Molada bacaklarımı germek için kalktım.
I want to strain your nerves.
- Ben sinirlerini germek istiyorum.
Their marriage has been strained lately because of financial problems.
- Mali sıkıntılar nedeniyle evlilikleri son zamanlarda gerildi.
The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
I want to strain your nerves.
- Ben sinirlerini germek istiyorum.
I got out of bed and had a good stretch.
- Ben yataktan kalktım ve iyi bir gerindim.
Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
In the most thrilling moment, everyone looked very tense.
- En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.
Tom says that he always feels tense when Mary is in the room.
- Mary odada iken, Tom her zaman gergin hissettiğini söylüyor.
Relax. You're all tensed up.
- Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.
Tom has been under a lot of strain recently.
- Tom son zamanlarda çok fazla gergin.
His weight strained the rope.
- Onun ağırlığı ipi gerdi.
He stretched and took a deep breath.
- Gerindi ve derin bir nefes aldı.
The cat was lying stretched out at full length in the sunlight streaming through the window.
- Kedi, pencereden giren güneş ışığında boylu boyunca gerinerek uzanıyordu.
Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
The dough broke up when Tom tried to stretch it.
- Tom onu germeye çalıştığında hamur parçalandı.
Though the doctor did his best, the patient's recovery was slow.
- Doktor elinden geleni yapmasına rağmen hastanın iyileşmesi yavaş gerçekleşti.
He has completely recovered and can go back to work.
- Tom tamamen iyileşti ve işe geri gidebilir.
Mongolian nomads live in gers.