Ask her when she comes back.
- O geri döndüğünde ona sor.
He came back before eight.
- Sekizden önce geri döndü.
I put the rest of your clothes in the laundry.
- Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
Where are the rest of the files?
- Dosyaların geri kalanı nerede?
Tom always looks in the rearview mirror before he backs up.
- Tom her zaman geri gitmeden önce dikiz aynasına bakar.
Tom started the car and put it in reverse.
- Tom arabayı çalıştırdı ve onu geri vitese aldı.
They decided to leave extra food behind.
- Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.
I tried to stop him, but he left me behind.
- Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı.
I'll be back in a wink.
- Kaşla göz arasında geri döneceğim.
Tom told Mary to put the hammer back into the toolbox when she was finished using it.
- Tom Mary'ye kullanmayı bitirdiğinde çekici alet çantasına geri bırakmasını söyledi.
The dog walked backward.
- Köpek geriye doğru yürüdü.
The actress fell backward over the stage.
- Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.
Tom is walking backwards.
- Tom geriye doğru yürüyor.
Tom stepped backwards.
- Tom geriye adım attı.
In hindsight, this was a mistake.
- Geriye dönüp baktığımda, bu bir hataydı.
As my watch was slow, I missed the special express.
- Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.
This watch is ten minutes slow.
- Bu saat on dakika geridir.
In the end, the Germans were forced to withdraw.
- Sonunda, Almanlar geri çekilmeye zorlandı.
She will be back within a week.
- O bir hafta içinde geri dönecek.