geri dönme

listen to the pronunciation of geri dönme
Турецкий язык - Английский Язык
reversal
return

It's unlikely that Tom will ever return home. - Tom'un eve geri dönmesi olası değil.

In 1900 he left England, never to return. - 1900 yılında İngiltere'den ayrıldı, asla geri dönmedi.

turning back
(Bilgisayar) bounce
regression
(Kanun) withdrawal
(Tıp) recovery
failback
retrocession
geri dönmek
return

You've got a minute to go and return. - Gidip geri dönmek için bir dakikan var.

In order to return to our era, what should we do? - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?

geri dön
turn away
geri dönmek
revert
geri dönmek
(Fiili Deyim ) get back

I'll have to get back to you. - Sana geri dönmek zorunda kalacağım.

Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work. - Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.

geri dönmek
regain
geri dön
(Bilgisayar) go back

You should go back right now. - Şu an geri dönmelisin.

Do you think I'm too old to go back to school? - Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?

geri dön
(Bilgisayar) revert
geri dön
(Bilgisayar) go back to

Tom certainly wouldn't be pleased if Mary decided to go back to work. - Mary işe geri dönmeye karar verse, Tom kesinlikle memnun olmaz.

Do you think I'm too old to go back to school? - Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?

geri dönmek
cut back
geri dönmek
fetch up
geri dönmek
backtrack
geri dönmek
(Latin) averto
geri dönmek
start back
geri dönmek
go back

He wants to go back to the wild. - O, vahşi hayata geri dönmek istiyor.

Do you think I'm too old to go back to school? - Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?

geri dönmek
come back

If you don't want to come back, I'll understand. - Geri dönmek istemiyorsan, anlarım.

You may go out only if you come back soon. - Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.

geri dönmek
(Politika, Siyaset) retail
geri dönmek
(Dilbilim) bring back
geri dön
got back
geri dön
get back

Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work. - Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.

I'll stay here till you get back. - Sen geri dönünceye kadar burada bekleyeceğim.

geri dön
{f} returning

Tom will be returning soon. - Tom yakında geri dönecek.

He is returning to this city. - O bu şehre geri dönüyor.

geri dön
backtrack
geri dön
{f} return

After a long absence, he returned home. - Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.

After a long absence, she returned home. - Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.

geri dön
turn about
geri dön
{f} returned

He returned to Japan. - O, Japonya'ya geri döndü.

He returned home three hours later. - Üç saat sonra eve geri döndü.

Geri dönmek
head back

Turkish envoy heads back to united states.

geri dön
back to top
geri dönmek
turn back

We're going to have to turn back. - Geri dönmek zorunda kalacağız.

We have to turn back. - Geri dönmek zorundayız.

geri dönmek
be back

It's so nice to be back. - Geri dönmek çok güzel.

Tom wants you to know we intend to be back. - Tom geri dönmek niyetinde olduğumuzu bilmeni istiyor.

geri dönmek
revert back to
esnek geri dönme
(İnşaat) elastic recovery
geri dön
backslide
geri dönmek
(tazı) hark back
geri dönmek
return to

In order to return to our era, what should we do? - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?

I want to return to work. - İşe geri dönmek istiyorum.

geri dönmek
to come back, to return, to get back
geri dönmek
to come back, go back, return
geri dönmek
put back
geri dönmek
rejoin
geri dönmek
wind
ülkesine geri dönme
repatriation
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение geri dönme в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Geri dönmek
(Osmanlı Dönemi) FEZR
Geri dönmek
(Osmanlı Dönemi) TAAVVÜD
Geri dönmek
rücu etmek
Geri dönmek
çark etmek
geri dönmek
tornistan etmek