Stretch the pizza with your hands.
- Pizzayı elinizle genişletin.
The city wants to extend the road.
- Şehir yolu genişletmek istiyor.
From Sendai I extended my journey to Aomori.
- Seyahatimi Sendai'den Aomori'ye kadar genişlettim.
They widened the road.
- Onlar yolu genişletti.
Television helps us widen our knowledge.
- Televizyon bilgimizi genişletmemize yardımcı olur.
They widened the road.
- Onlar yolu genişletti.
He widened his small circle of friends.
- O, küçük arkadaş çevresini genişletti.
Esperanto helped me broaden my intellectual and cultural horizons.
- Esperanto benim entellektüel ve kültürel ufuklarımı genişletmeme yardımcı oldu.
Good films broaden our horizons.
- İyi filmler ufuklarımızı genişletir.
I've changed and expanded the text.
- Metni değiştirip genişlettim.
He expanded his research.
- O, araştırmasını genişletti.
In this way, the students of the University have the opportunity to expand their cultural horizons.
- Üniversitedeki öğrencilerin bu şekilde kültürel ufuklarını genişletme olanağı var.
The workers are expanding the road.
- İşçiler yolu genişletiyor.
The workers are expanding the road.
- İşçiler yolu genişletiyor.
University education is designed to expand your knowledge.
- Üniversite eğitimi bilginizi genişletmek için tasarlanmıştır.
The workers are expanding the road.
- İşçiler yolu genişletiyor.