Christmas is coming soon.
- Yakında Noel geliyor.
Our wedding anniversary is coming soon.
- Evlilik yıl dönümümüz yakında geliyor.
Are you coming to the party?
- Partiye geliyor musun?
Tom is coming to our school tomorrow.
- Tom yarın bizim okula geliyor.
The hardest academic exam of my life is coming up. Fluid Mechanics.
- Hayatımın en zor akademik sınavı geliyor. Akışkanlar mekaniği.
Tom is coming up to Boston for a visit.
- Tom bir ziyaret için Boston'a geliyor.
I came to Japan from China.
- Çin'den Japonya'ya geldim.
No more than 50 people came.
- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Wisdom does not automatically come with age.
- Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez.
Did you come from a musical family?
- Müziksever bir aileden mi geldin?
This smell might come from the oven!
- Bu koku fırından gelebilir!
Please pardon me for coming late.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
These flowers come from Holland.
- Bu çiçekler Hollanda’dan geliyor.
He came bearing a large bunch of flowers.
- O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.
That sounds good, doesn't it?
- O kulağa hoş geliyor, değil mi?
It seems that I have lost my keys.
- Anahtarlarımı kaybettim gibi geliyor.
It seems that you are very happy today.
- Bugün çok mutlusun gibi geliyor.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.