The mayor thought that he should investigate the decline in tax revenues.
- Belediye başkanı, vergi gelirlerindeki azalmanın araştırılması gerektiğini düşündü.
A loss in third-quarter revenues was predicted.
- Üçüncü çeyrek gelirlerinde bir kayıp öngörülüyordu.
Tom and Mary save half of their income every year.
- Tom ve Mary her yıl gelirlerinin yarısını tasarruf eder.
And the good news is that today the economy is growing again. Wages, incomes, home values and retirement accounts are all rising again. Poverty is falling again.
- Ve iyi haber şu ki ekonomi tekrar büyüyor. Maaşlar, gelirler, ev fiyatları ve emeklilik hesapları yeniden artıyor. Yoksulluk yine düşüyor.
Many websites are supported by revenue from advertising.
- Birçok web sitesi reklam geliriyle desteklenir.
His revenue doubled after retirement.
- Onun geliri, emekli olduktan sonra iki katına çıktı.
Her large income enables her to go to Paris every year.
- Onun büyük geliri onun her yıl Paris'e gitmesini sağlıyor.
If I had 25% more income, I'd be more satisfied with my life.
- Eğer yüzde 25 daha fazla gelirim olsaydı yaşamımdan daha hoşnut olurdum.
The mayor thought that he should investigate the decline in tax revenues.
- Belediye başkanı, vergi gelirlerindeki azalmanın araştırılması gerektiğini düşündü.
Revenues are growing, but not as fast as costs.
- Gelirler artıyor, ancak masraflar kadar hızlı değil.
As soon as he got home, he began to play a computer game.
- O eve gelir gelmez bir bilgisayar oyunu oynamaya başladı.
Water is the principle of all things; all comes from water, and to water all returns.
- Su her şeyin anasıdır; her şey sudan gelir, ve suya döner.
Water is the principle of all things; all comes from water, and to water all returns.
- Su her şeyin anasıdır; her şey sudan gelir, ve suya döner.
If your boss sacks you, it means you're fired.
- Eğer patronun seni kovarsa, bu işten atıldığın anlamına gelir.
By that, Boeing means that there may also have been other problems, but that an accident could have been avoided if the crew had done their job correctly.
- Onunla, Boeing diğer sorunların da olabileceği, ama mürettabat işini doğru şekilde yaparsa bir kazadan kaçınılabileceği anlamına gelir.