Recent developments caused them to change their travel plans.
- Son gelişmeler onların seyahat planlarını değiştirmelerine neden oldu.
The development of applications for Android is possible from today.
- Android uygulamaların gelişmesi bugünden itibaren mümkündür.
He made remarkable progress in English.
- İngilizcede kayda değer bir gelişme yaptı.
Tom is making great progress in French.
- Tom Fransızcada büyük gelişme sağlıyor.
My speaking and listening in Turkish needs improvement.
- Türkçe konuşma ve dinlememin gelişmesi gerek.
American-British relations showed improvement.
- Amerikan-İngiliz ilişkileri gelişme gösterdi.
But undoubtedly there were no scientific advances then.
- Ama kuşkusuz o zaman hiçbir bilimsel gelişme yoktu.
The recent advances in medicine are remarkable.
- Tıptaki son gelişmeler dikkat çekicidir.
Our work began to flourish.
- İşlerimiz gelişmeye başladı.
Change can sometimes be difficult, but it can also open up new opportunities and be a means of personal growth and development.
- Değişim bazen zor olabilir, ancak yeni fırsatlar yaratabilir ve kişisel büyüme ve gelişme aracı olabilir.
I saw him coming upstairs.
- Onu üst kata gelişini gördüm.
I'm looking forward to your coming to Japan.
- Japonya'ya gelişini dört gözle bekliyorum.
She informed him of her arrival.
- O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
Possibly, the accident will delay his arrival.
- Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.
98% of hungry people live in developing countries.
- Aç insanların % 98'i gelişmekte olan ülkelerde yaşar.
India is a developing country.
- Hindistan gelişmekte olan bir ülkedir.
Here are the latest developments.
- İşte en son gelişmeler.
If there are any new developments, let me know.
- Yeni gelişmeler varsa bana bildir.
Advanced countries must give aid to developing countries.
- Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Our work began to flourish.
- İşlerimiz gelişmeye başladı.
Civilization has flourished for hundreds of years in this hidden land.
- Medeniyet bu gizli topraklarda yüzlerce yıldır gelişti.
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.
The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.