geleneksel

listen to the pronunciation of geleneksel
Турецкий язык - Английский Язык
traditional

Old homes, especially traditional Japanese ones, can be damp and unfriendly to modern life. - Eski evler, özellikle geleneksel Japon olanlar, modern yapıya göre nemli ve soğuk olabilir.

Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water. - Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.

conventional

Plastics have taken the place of many conventional materials. - Plastik birçok geleneksel malzemenin yerini almaktadır.

Why are conventional language classes so boring? - Neden geleneksel dil dersleri bu kadar sıkıcı?

(Biyokimya) trivial
trad

Languages that would have never found themselves together in a traditional system, can be connected in Tatoeba. - Kendilerini geleneksel bir sistem içinde asla birlikte bulmamış olan diller Tatoeba'da bağlanabilirler.

Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water. - Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.

traditionalistic
orthodox

New Age ideas are a refreshing alternative to the staid orthodoxy of traditional Christianity. - Yeni Çağ fikirleri geleneksel Hıristiyanlığın ağırbaşlı ortadoksluğu için ferahlatıcı bir alternatiftir.

institutional
set
traditional, conventional
groovy
classic
folksy
customary

In Japan it is not customary to tip for good service. - Japonya'da iyi hizmet için bahşiş vermek geleneksel değildir.

During the feast of Hanukkah it is customary to play with a four sided dreidel. - Hanuka bayramı sırasında dört taraflı dönen top ile oynamak gelenekseldir.

traditionary
unwritten
geleneksel aile
(Pisikoloji, Ruhbilim) extended family
geleneksel araçlar
(Politika, Siyaset) traditional instruments
geleneksel basın yayın
traditional media
geleneksel bellek
(Bilgisayar) conventional memory
geleneksel gıdalar
(Gıda) traditional foods
geleneksel ihracatçı
(Ticaret) traditional supplier
geleneksel kültür
traditional culture
geleneksel medya
traditional media
geleneksel mimari
vernacular architecture
geleneksel olarak
institutionally
geleneksel olarak
conservatively
geleneksel olmayan
nontraditional
geleneksel olmayan
unconventional
geleneksel otorite
(Pisikoloji, Ruhbilim) traditional authority
geleneksel pazarlama
traditional marketing
geleneksel satıcı ülke
(Ticaret) traditional supplier
geleneksel tasarım
(İnşaat) conventional design
geleneksel tıp
(Tıp) traditional medicine
geleneksel tıp
folk medicine
geleneksel çiftçilik
(Tarım) traditional farming
geleneksel çince
traditional chinese
geleneksel toplum
(Sosyoloji, Toplumbilim) Traditional society
geleneksel analiz
(Jeoloji) customary analyses
geleneksel bahar şenlikleri
traditional spring festivals
geleneksel bilgi
traditional knowledge
geleneksel bir kore yemeği
(Gıda) kimchee
geleneksel bir kore yemeği
(Gıda) kimchees
geleneksel bir kore yemeği
(Gıda) kimchi
geleneksel bütçe
(Ticaret) traditional budget
geleneksel değer
traditional value
geleneksel dilbilgisi
(Dilbilim) traditional grammar
geleneksel düzey
(Pisikoloji, Ruhbilim) conventional level
geleneksel ekonomi
(Ticaret) subsistence economy
geleneksel ekonomik sistem
(Ticaret) traditional economy
geleneksel eylem
(Pisikoloji, Ruhbilim) traditional action
geleneksel faktoring
(Ticaret) old-line factoring
geleneksel fonlar
(Ticaret) traditional funds
geleneksel güvenirlik
(Dilbilim) classical reliability
geleneksel güvenirlik kuramı
(Dilbilim) classical reliability theory
geleneksel hale getirmek
traditionalize
geleneksel hekim
(Tıp) traditional healer
geleneksel ihracat
conventional export
geleneksel ispanyolca
traditional spanish
geleneksel japon kapısı
fusuma
geleneksel kimlik
traditional identity
geleneksel konut
conventional house
geleneksel kural
traditional rule
geleneksel kıyafet
local dress
geleneksel kıyafet
traditional wear
geleneksel kıyafetler giymiş
habited
geleneksel pasta
traditional pastry
geleneksel seramik
(İnşaat) ceramic conventional
geleneksel sistem
(Bilgisayar) conventional system
geleneksel sınav kuramı
(Dilbilim) classical test theory
geleneksel telefon hizmetleri
(Telekom) pots
geleneksel teori
(Jeoloji) conventional theory
geleneksel yöntem
(Jeoloji) conventional theory
geleneksel yöntem
conventional technique
geleneksel çözümleme
(Dilbilim) classical analysis
geleneksel şenlik
traditional festival
geleneksel şenlik
traditional fest
alternatif-geleneksel hekim
(Tıp) folk healer
alternatif-geleneksel hekim
(Tıp) alternative/traditional healer
kısmen geleneksel
semitraditional
terminal kontrol sahası; en yakın yaklaşma zamanı; geleneksel Başkomutanlık faal
(Askeri) terminal control area; time of closest approach; traditional CINC activity
Турецкий язык - Турецкий язык
Geleneğe dayanan, gelenekle ilgili olan, an'anevi
Geleneğe dayanan, gelenekle ilgili olan, ananevi: "Varlıklarının en köklü gücünü kendi ülkelerinin yarattığı geleneksel sanatta buluyorlar."- H. Taner
tradisyonel
geleneksel
Избранное