These problems will be solved in the near future.
- Bu problemler yakın gelecekte çözülmüş olacak.
I really look forward to your visit in the near future.
- Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
No one can tell what'll happen in the future.
- Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.
My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there.
- Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.
He is likely to come.
- O muhtemelen gelecektir.
She is likely to come.
- O muhtemelen gelecek.
What will happen in the eternal future that seems to have no purpose, but clearly just manifested by fate?
- Hiçbir amacı yokmuş gibi görünen ama var olmaktan başka bir kaderi olmadığı da açık olan bir sonsuzluktaki sonsuz gelecekte neler olacak?
He will be coming to see me this afternoon.
- O, bu öğleden sonra beni görmeye gelecek.
Will he be coming this evening?
- O bu akşam gelecek mi?
Bill will return next week.
- Bill gelecek hafta geri gelecek.
He will have lived here for ten years by the end of next month.
- Gelecek ayın sonunda on yıldır burada yaşamakta olacak.