O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
hair-gel do.
She came to see us yesterday.
- O dün bizi görmek için geldi.
What came first? The egg or the hen?
- Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
Did you come by yourself today?
- Bugün tek başına mı geldin?
Can you come at nine?
- Dokuzda gelebilir misin?
Social order does not come from nature. It is founded on customs.
- Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
Did you come from a musical family?
- Müziksever bir aileden mi geldin?
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
Christmas is coming soon.
- Yakında Noel geliyor.
These flowers come from Holland.
- Bu çiçekler Hollanda’dan geliyor.
Next time I come, I'll bring you some flowers.
- Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
Behave yourself, and you'll get something nice.
- Kendine gelirsen, hoş bir şey alırsın.
I want you to behave yourself.
- Kendine gelmeni istiyorum.
Snap out of it! You haven't done a thing all week.
- Kendine gel! Bütün hafta bir şey yapmadın.
... in dehydrated gel that upon landing, you hydrate the gel. ...