O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
hair-gel do.
She came to see us yesterday.
- O dün bizi görmek için geldi.
No more than 50 people came.
- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
Why did you come to Japan?
- Neden Japonya'ya geldin?
Wisdom does not automatically come with age.
- Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez.
Did you come from a musical family?
- Müziksever bir aileden mi geldin?
Susan found out where the puppy had come from.
- Susan köpeğin nereden geldiğini öğrendi.
Please pardon me for coming late.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
Christmas is coming soon.
- Yakında Noel geliyor.
There is not past, no future; everything flows in an eternal present.
- Geçmiş ve gelecek yok; her şey sonsuz bir şimdikilikte akıyor.
Fruits come from flowers.
- Meyveler çiçeklerden meydana gelir.
Behave yourself, and you'll get something nice.
- Kendine gelirsen, hoş bir şey alırsın.
I want you to behave yourself.
- Kendine gelmeni istiyorum.
Snap out of it! You haven't done a thing all week.
- Kendine gel! Bütün hafta bir şey yapmadın.
... in dehydrated gel that upon landing, you hydrate the gel. ...