Tom büyülenmiş gibi görünüyordu.
- Tom seemed to be fascinated.
Tom Mary'nin hikayesinden büyülenmişti.
- Tom was fascinated by Mary's story.
Tom kelepçeli olabilir.
- Tom might be handcuffed.
Dan'in cesedi elleri kelepçeli olarak ormanda bulundu.
- Dan's body was found handcuffed in the woods.
Kediler tarafından büyülendim.
- I'm fascinated by cats.
Biz onun sesinden büyülendik.
- We were fascinated by her voice.
Davalı, milletvekilinin silahını kaptığında ve yargıcı vurduğunda yargılanmak üzereydi.
- The defendant was about to stand trial when he grabbed the deputy's gun and shot the judge.
Tom piknik sepetini açtı ve bir jambon ve peynirli sandviç kaptı.
- Tom opened the picnic basket and grabbed a ham and cheese sandwich.