I don't like sewing because I can't thread the needle.
- İğneye iplik geçiremediğim için dikiş dikmeyi sevmiyorum.
Tom has already undergone surgery.
- Tom zaten ameliyat geçirmiş.
The surgeon persuaded him to undergo an organ transplant.
- Cerrah bir organ nakli geçirmesi için onu ikna etti.
Her mother is going to undergo a major operation next week.
- Onun annesi gelecek hafta önemli bir ameliyat geçirecek.
He underwent a risky operation.
- O riskli bir ameliyat geçirdi.
After the incident, our relationship underwent a sudden change.
- Olaydan sonra ilişkimiz ani bir değişim geçirdi.