The transition from farm life to city life is often difficult.
- Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
The educational system is in transition.
- Eğitim sistemi geçiş aşamasında.
The minority party made a last-ditch effort to block passage of the bills.
- Azınlık partisi, faturaların geçişini engellemek için son çabayı sarfetti.
There is no passage for big vehicles here.
- Burada büyük araçlar için geçiş yoktur.
I got a season's pass to all the home games.
- Bütün ev oyunları için sezonluk geçiş aldım.
I am used to hearing the train pass by my house.
- Trenin evimin yanından geçişini duymaya alışkınım.
The transition from farm life to city life is often difficult.
- Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
The DJ transitioned between two songs.
- DJ iki şarkı arasında geçiş yaptı.
I saw her crossing the street.
- Onun caddeyi geçişini gördüm.
I saw him crossing the street.
- Onun caddeyi geçişini gördüm.