geçenleri

listen to the pronunciation of geçenleri
Турецкий язык - Английский Язык
weighing on
geçen
last

He began to work for that company last year. - O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.

Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular. - Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.

geçen
{s} late

Tom worked late last night. - Tom geçen gece geç saatlere kadar çalıştı.

Spring has come later this year compared with last year. - Geçen yılla karşılaştırıldığında bahar bu yıl geç geldi.

geçen
passing

A passing car splashed water on us. - Geçen bir araba üzerimize su sıçrattı.

The passing car splashed muddy water on me. - Geçen araba bana çamurlu su sıçrattı.

geçen
{s} former

The other day I met my former neighbour in the city. - Geçen gün kentte eski komşuma rastladım.

geçen
past

I've had a lot on my mind these past few days. - Geçen birkaç gündür aklımda çok şey var.

Tom wondered what Mary would say if she knew he had spent the past week in Boston with Alice. - Mary, onun geçen haftayı Alice ile Boston'da geçirdiğini bilseydi Tom Mary'nin ne söyleyeceğini merak ediyordu.

geçen
(Bilgisayar) elapsed
geçen
passed

Her father passed away last week. - Babası geçen hafta öldü.

His brother passed away last month. - Onun erkek kardeşi geçen ay öldü.

geçen
other

She bought a new house the other day. - O, geçen gün yeni bir ev satın aldı.

I lost my camera the other day. - Geçen gün kameramı kaybettim.

geçen
transitive
geçen
last, past
geçen
in excess of
geçen
yester

What he said yesterday is not consistent with what he had said last week. - Dün söylediği geçen hafta söylediğiyle birbirini tutmuyor.

I moved to a new house last week, and I studied in the library yesterday. - Geçen hafta yeni bir eve taşındım ve dün kütüphanede ders çalıştım.

geçen
hereinabove
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение geçenleri в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Geçen
(Osmanlı Dönemi) MÜSABIK
Geçen
kaim
geçen
Belirsiz bir süre önceki, birkaç gün önceki
geçen
Bir önceki
geçen
Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.): "Yine bir gün o kızı geçen yıl gördüğü incirlikte bir daha gördü."- O. C. Kaygılı