geçende

listen to the pronunciation of geçende
Турецкий язык - Английский Язык

Определение geçende в Турецкий язык Английский Язык словарь

geçen
last

He began to work for that company last year. - O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.

I hear he has been ill since last month. - Onun geçen aydan beri hasta olduğunu duydum.

geçen
{s} late

Kelly's latest book appeared last week. - Kelly'nin son kitabı geçen hafta çıktı.

Tom worked late last night. - Tom geçen gece geç saatlere kadar çalıştı.

geçen
passing

They were rescued by a passing ship. - Geçen bir gemi tarafından kurtarıldılar.

He was picked up by a passing ship. - Geçen bir gemi tarafından rastgele bulundu.

geçen
{s} former

The other day I met my former neighbour in the city. - Geçen gün kentte eski komşuma rastladım.

geçen
past

Tom calculated that he had given Mary over 34,000 dollars in the past six months. - Tom Mary'ye geçen altı ay içinde 34,000 dolardan daha fazla verdiğini hesapladı.

Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours. - Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.

geçen
(Bilgisayar) elapsed
geçen
passed

The leaves turned red as the days passed. - Yapraklar her geçen gün kırmızıya döndü.

Tom passed the test he took last Monday. - Tom geçen pazartesi girdiği sınavı geçti.

geçen
other

This is the car I spoke of the other day. - Geçen gün bahsettiğim araba bu.

This is the same pencil that I lost the other day. - Bu geçen gün kaybettiğim kalemin aynısı.

geçen
transitive
geçen
last, past
geçen
in excess of
geçen
yester

Why didn't you call me yesterday evening? - Geçen akşam neden beni aramadın?

What he said yesterday is not consistent with what he had said last week. - Dün söylediği geçen hafta söylediğiyle birbirini tutmuyor.

geçen
hereinabove
Турецкий язык - Турецкий язык
Ne kadar geçtiği belli olmayan yakın bir zaman önce
Geçen
(Osmanlı Dönemi) MÜSABIK
Geçen
kaim
geçen
Belirsiz bir süre önceki, birkaç gün önceki
geçen
Bir önceki
geçen
Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.): "Yine bir gün o kızı geçen yıl gördüğü incirlikte bir daha gördü."- O. C. Kaygılı
geçende
Избранное