Gıda ve giyim tezgahlarındaki ürünler çok ucuz.
- Goods at the food and clothing stalls were very cheap.
Buraya yakın bir giyim mağazası var mı?
- Is there a clothing store near here?
Ben genellikle yerel bir mağazada giysi satın alırım.
- I usually buy clothing at a local store.
Ben çevrimiçi giysi satarım.
- I sell clothing online.
Mary kışkırtıcı giysiler giyiyor.
- Mary is wearing provocative clothing.
Yazın pamuklu giysileri giymeyi severim.
- I like cotton clothing in the summer.
Ben elbiselerimi mahvetmiyorum.
- I'm not ruining my clothing.
Onlar kendi elbiselerini berbat etmediler.
- They didn't ruin their clothing.
Bugün elbette sıcak! Yanlış türde kıyafet giydim.
- Today sure is hot! I wore the wrong kind of clothing.
Müstehcen kıyafetler giymem.
- I don't wear suggestive clothing.
O, yolcuya yiyecek ve giyecek sağladı.
- She provided the traveler with food and clothing.
Çocuklar yiyecek ve giyecek için ebeveynlerine bağlı.
- Children depend on their parents for food and clothing.
Hava dahada ısındığı için, Tom bir kat elbise daha çıkardı.
- Since it was getting even hotter, Tom peeled off another layer of clothing.
Lee en güzel elbisesini giymişti.
- Lee was dressed in his finest clothing.