Can you give me a guarantee that he will be fit for the match?.
There's no guarantee that the stock will go up.
- Hisse senedinin yükseleceğinin bir garantisi yok.
He guaranteed his slaves' freedom.
- O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.
The warranty for my TV is expired.
- Televizyonumun garanti süresi bitti.
Mary's washing machine broke down a week after the warranty had run out.
- Mary'nin çamaşır makinesi, garantinin bitmesinden bir hafta sonra bozuldu.
This car has a good warranty.
- Bu arabanın iyi bir garantisi var.
The warranty for my TV is expired.
- Televizyonumun garanti süresi bitti.
Safety is not guaranteed.
- Güvenlik garanti edilmez.
He guaranteed his slaves' freedom.
- O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.
There are no guarantees.
- Hiçbir garanti yoktur.
A firewall guarantees your security on the internet.
- Güvenlik duvarı, internette güvenliğinizi garanti eder.