Tom needed to store his stuff somewhere, so I told him he could put it in our garage.
- Tom'un eşyasını bir yere depolaması gerekiyordu, bu yüzden ona bizim garaja koyabileceğini söyledim.
Sami put his car in the garage.
- Sami arabasını garaja koydu.
We garaged the convertible during the monsoon months.