güveç

listen to the pronunciation of güveç
Турецкий язык - Английский Язык
stew

I started to make stew. - Ben güveç yapmaya başladım.

Mary is cooking stew and Tom is making a salad. - Mary güveç pişiriyor ve Tom bir salata yapıyor.

casserole
food cooked in a crock
Marmite
pipkin
stewpan
crock
earthenware cooking pot, casserole; meat and vegetable stewed in an earthenware pot, casserole
hot pot
olla
crock, earthenware cooking pot
stew over
stew pan
mulligan
güveç türlüsü
olla podrida
karides güveç
(Gıda) shrimp casserole
karides güveç
(Gıda) prawn gratin
istiridye güveç
oyster stew
kuzu güveç
(Gıda) lamb en cocotte
kuzu güveç
lamb stew
sığır eti güveç
beef stew
tavşan güveç
rabbit stew
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Yemek pişirmeye mahsus toprak kap
Bu kapta pişirilen yemek: "Güveçten sonra bir koca sini mantı gelmiş."- Ç. Altan
İçinde yemek pişirilen toprak kap: "Taş ocağın üstünde, ateşe vurduğu güveçten, kaynayan etin kokusu geliyordu."- N. Cumalı
Toprak tencere
İçinde yemek pişirilen toprak kap
Bu kapta pişirilen yemek
güveç
Избранное