They are Japanese sumo wrestlers.
- Onlar Japon sumo güreşçileridir.
He does want to be a wrestler, but he is too thin.
- O gerçekten bir güreşçi olmak istiyor fakat çok zayıf.
Tom told Mary that he was the captain of the wrestling team.
- Tom Mary'ye güreş takımının kaptanı olduğunu söyledi.
John is wrestling with Tom.
- John Tom'la güreşiyor.
The wrestler had his right leg broken in a bout.
- Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.
He wanted to see a bullfight, but his father wouldn't let him go.
- Bir boğa güreşi görmek istedi ama babası gitmesine izin vermedi.
In Arles I saw a bullfight.
- Arles'de bir boğa güreşi izledim.