He spoke with a softness characteristic of southerners.
- Güneylilerin yumuşak karakteriyle konuştu.
The revolt was led by the southern citizenry.
- İsyan güneyli vatandaşlar tarafından yürütüldü.
He spoke with a softness characteristic of southerners.
- Güneylilerin yumuşak karakteriyle konuştu.
In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.
- Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.
Tomorrow it will rain in the south of England.
- Yarın İngiltere'nin güneyinde yağmur yağacak.
Australia is smaller than South America.
- Avustralya Güney Amerika'dan daha küçüktür.
The southern army needed men and supplies.
- Güney ordusunun adamlara ve malzemelere ihtiyacı vardı.
Southern newspapers attacked Lincoln.
- Güney gazeteleri Lincoln'a saldırdı.