Определение günü в Турецкий язык Английский Язык словарь
- envy, jealousy, covetousness, grudge kıskançlık, çekememezlik, haset
- jealous
- grudge
- (Bilgisayar) months
Most months have 30 or 31 days.
- Çoğu ayların 30 ya da 31 günü vardır.
- covetousness
- envy
- jealousy
- gün
- day
Rome was not built in a day.
- Roma bir gün içinde kurulmamıştır.
Do you study English every day?
- Her gün İngilizce çalışıyor musun?
- iş günü
- workday
One of the employees' habits is to gather in some bar or restaurant at the end of the workday to get drunk and forget their miserable life until the next day.
- Çalışanların alışkanlıklarından biri sarhoş olmak ve ertesi güne kadar sefil hayatlarını unutmak için iş gününün sonunda bir barda ya da restoranda toplanmaktır.
Sunday is not a workday for me.
- Pazar benim için bir iş günü değil.
- iş günü
- Weekday
- ödeme günü
- payday
- günü gelmek
- to fall due
- günü geçmek
- (for a woman's period) to be late
- günü geçmiş
- overdue
- günü geçmiş
- out of date
- günü geçmiş nüsha
- back issue
- günü gününe
- to the very day
- günü gününe
- to a day
- günü gününe
- 1. day by day. 2. to the very day
- günü gününe uymamak
- to be capricious, be fickle
- günü gününe uymayan tip
- a man of moods
- günü kurtarmak
- save the day
- günü yetmek
- 1. (for something) to fall due, be due. 2. (for one's last hour) to be at hand. 3. (for a woman) to fill up her term of pregnancy
- gümrük Etik Günü
- (Ticaret) customs Ethics Day
- güneş günü
- solar day
- güneş günü astr
- solar day
- doğum günü
- birthday
Tomorrow's my birthday.
- Yarın benim doğum günüm.
I got you a pen as a birthday present.
- Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
- gün
- day, days, time, times, period
- yaş günü
- birthday
Next time I will celebrate my sixteenth birthday.
- Bir dahaki sefere on altıncı yaş günümü kutlayacağım.
Tom wanted to skydive on his 30th birthday.
- Tom 30. yaş gününde skydive yapmak istedi.
- sevgililer günü
- valentine day
- sevgililer günü
- valentines day
Buying jewelry for Valentines Day gifts is difficult.
- Sevgililer günü hediyeleri için mücevher satın almak zordur.
- 8 mart dünya kadınlar günü
- international women's day is celebrated on March 8 every year
- bayram günü
- holiday
- bayram günü
- feast day
- bayram günü
- a bairam day
- beyan günü
- (Ticaret) declaration day
- bilgilendirme günü
- information day
- cumartesi günü
- the sabbath
- gün
- happy days, better times, days of happiness
- gün
- sunlight
A beam of sunlight came through the clouds.
- Bulutların arasından güneş ışığı demeti geldi.
Sunlight brightens the room.
- Güneş ışığı odayı aydınlatıyor.
- gün
- present
I would like to give him a present for his birthday.
- Ona doğum günü için bir hediye vermek istiyorum.
We chose Mary a good birthday present.
- Mary'ye iyi bir doğum günü hediyesi seçtik.
- gün
- today
Today is a sunny day.
- Bugün güneşli bir gün.
Today is the hottest day this year.
- Bugün, bu yılın en sıcak günüdür.
- gün
- (Bilgisayar) on
- gün
- sunshine
Sunshine is beneficial to plants.
- Güneş ışığı bitkiler için faydalıdır.
This room gets a lot of sunshine.
- Bu oda bol güneş ışığı alır.
- gün
- time
How many times a day does that bus run?
- O otobüs günde kaç kez çalışır?
How many times does the bus run each day?
- Otobüs her gün kaç kez çalışır?
- hafta günü
- workday
- hesap günü
- (Ticaret) name day
- hüküm günü
- judgement day
- hüküm günü
- doomsday
- karar günü
- doomsday
- kira günü
- rental day
- pazar (günü)
- sunday
- pazar günü
- domingo
- pazar günü
- dominicus
- pazar günü
- the lord's day
- sevgililer günü
- valentine's day
- tatil günü
- holiday
- vade günü
- (Kanun) due date
- yortu günü
- holiday
- ödeme günü
- (Ticaret) day of payment
- gün
- special day, feast day
- gün
- date (a given point of time)
- gün
- day, time
- gün
- (Latin) dies
Sami will maintain his innocence until the day he dies.
- Sami masumiyetini öldüğü güne kadar sürdürecek.
- ahiret günü
- Judgement Day
- anneler günü
- Mothers' Day
- aşure günü
- asure day
- babalar günü
- Fathers' Day
- babalar günü
- Father's Day
- cumartesi günü
- on Saturday
- doğum günü partisi
- birthday party
- düğünün ertesi günü verilen yemek
- The day after the wedding dinner
- gün
- a woman's at-home day
- gün
- the day
- gün
- on the day
- gün
- day a
- gün
- by the day
- haftanın ilk günü; genellikle pazartesi
- The first day of the week, usually Mondays
- kandil günü
- the day preceding a kandil gecesi
- sevgililer günü
- St. Valentine's Day, Lovers' Day
- temizlik günü
- cleaning day
- yaz günü
- summer day
- öğretmenler günü
- Teachers' Day
- şükran günü
- Thanksgiving day
- şükran günü
- Thanksgiving Day, Thanksgiving
- Allahın günü
- every single day, every darn day (said in exasperation or impatience)
- Allahın günü
- every darn day
- Allahın her günü
- day in day out
- Amerika birleşik devletlerine katılma günü
- Admission day
- Anma günü
- Decoration Day
- Anma günü
- Remembrance Day
- Anneler günü
- Mother's Day
- Anısını kutlama günü
- Memorial Day
- Avrupa günü
- (Hukuk) European day
- Ağaç dikme günü
- Bird Day
- Ağaç dikme günü
- Arbor Day
- Bağımsızlık günü
- Independence Day
- Beş kasım günü
- Guy Fawkes day
- Büyük perhizin başlangıcı olan salı günü
- Shrove Tuesday
- C-günü'nde, konuşlanma harekatının başladığı veya başlamak üzere olduğu belirli
- (Askeri) specific hour on C-day at which a deployment operation commences or is to commence
- C-günü: Yığınak (deployment) harekatının başladığı veya başlayacağı isimsiz günü
- (Askeri) unnamed day on which a deployment operation begins
- D günü: Belirli bir harekatın başladığı ya da başlayacağı gün (NATO)
- (Askeri) unnamed day on which operations commence or are scheduled to commence
- Guy fawkes'in yakalanış günü
- Guy Fawkes day
- Hristiyanlarda pazar günü
- Sabbath
- Kıyamet günü
- Judgment Day
- Kıyamet günü
- the Day of Judgment
- Kıyamet günü
- Last Judgment
- Noel günü
- Christmas day
The zoo was closed on Christmas day.
- Hayvanat bahçesi Noel günü kapalıydı.
The post office is closed on Christmas day and mail will not be delivered.
- Postane Noel günü kapalı ve posta teslim edilmeyecek.
- Normandiya'ya asker çıkarma günü
- D-day
- Pazar günü
- lord's day
- Sevgililer günü
- St. Valentine's day
- Sevgililer günü
- V day
- Tanrı'nın günü
- every blessed day
- Tövbe günü
- Day of Atonement
- Tüm ruhlar günü
- All Souls' day
- W-günü harp için hazırlanmak üzere alınan düşmanca bir karardır
- (Askeri) declared by the NCA, W-day is associated with an adversary decision to prepare for war - NCA tarafından ilan edilir
- Yahudilerde cumartesi günü
- Sabbath
- Yardım toplama günü
- flag day
- aday belirleme günü
- nomination day
- ana baba günü
- pandemonium, tumult a dangerous or frightening commotion
- ana baba günü
- doomsday, tumult
- ana baba günü
- Babel
- arife günü
- the day before a religious holiday
- ateşkes günü
- 1918
- ateşkes günü
- Armistice Day
- ateşkes günü
- anniversary of the end of World War I November 11
- ayın günü
- (Askeri) day of month
- bayram günü
- 1. a Bairam day. 2. on a Bairam day
- bir mayıs günü
- Mayday
- bitim günü
- (Latin) dies ad quern
- boşaltma günü
- (Askeri) off-load day
- cadılar günü
- witches' sabbath
- cevap günü
- (Ticaret) option day
- cuma günü
- on Friday
- cuma günü ayrılıyorum
- I am leaving on Friday
- cumartesi günü ayrılıyorum
- I am leaving on Saturday
- cumartesi günü gibi
- saturdayish
- derdi günü
- one's special thought
- derdi günü
- one's obsession
- derti günü
- his special thought, his obsession
- dini tatil günü
- Sabbath
- dini tatil günü çalışan kimse
- Sabbathbreaker
- dini tatil günü çalışmak
- break the Sabbath
- dini tatil günü çalışmamak
- keep the sabbath
- dini tatil günü çalışmayan kimse
- sabbathkeeper
- diploma töreni günü
- speech day
- diploma töreni günü
- degree day
- düğün günü
- wedding day
- edinme günü
- (Ticaret) date of acquisiton
- erken başlama günü
- early start time
- erken bitirme günü
- earl finish time
- evlenme günü
- wedding day
- gün
- daytime, day
- gün
- day; sun; sunlight, sunshine; daytime; today, present; time; age, period; good times; date; at-home day
- gün
- daylight, sunlight
- gün
- (Hukuk) date
Tom had a date for Valentine's Day.
- Tom'un sevgililer günü için bir randevusu vardı.
That textbook is out of date.
- O ders kitabı güncel değil.
- gün
- sun
What a beautiful sunset!
- Ne güzel bir günbatımı!
A warm, sunny day is ideal for a picnic.
- Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir.
- gün
- bee
I regret having been idle in my school days.
- Okul günlerimde aylak olduğum için pişmanım.
I thought doing this would be easy, but we've been working all day and we're still not finished.
- Bunun kolay olacağını düşünmüştüm, fakat bütün gün çalışıyoruz ve hâlâ bitirmedik.
- havale günü
- transfer day
- her Allahın günü
- every blessed day
- hesap günü
- doomsday
- hesaplaşma günü
- day of settlement
- hesaplaşma günü
- day of reckoning
- hesaplaşma günü
- settling day
- ihracat günü ve yeri
- place and date of issue
- ihtiyarın düşkünü, beyaz giyer kış günü
- (Atasözü) 1. Poor people wear whatever they can find. 2. When a person falls from power he is ridiculed by others
- imza günü
- signature day
- izin günü
- off-day
- izin günü
- rest day
- izin günü
- day off
Tomorrow's my day off.
- Yarın benim izin günüm.
Tomorrow is her day off.
- Yarın onun izin günü.
- iş günü
- working day
Today is a working day.
- Bugün bir iş günüdür.
- iş günü
- daytime
- iş günü
- işgünü
- iş günü gibi tatil
- busman's holiday
- işletme hesap dönemi son günü
- settlement day
- kabul günü
- at home
- kabul günü
- visiting day
- kabul günü
- 1. day when a lady is at home to receive her friends. 2. at-home, informal party given at one's home
- kandil günü the day preceding
- a kandil gecesi
- kapanış günü
- closing date
- kıyamet günü
- doomsday
- kıyamet günü
- day of reckoning
- kıyamet günü
- the day of wrath
- kıyamet günü
- doomsday, Judgement Day, the Day of Judgement, the Last Judgement
- kıyamet günü
- day of doom
- kıyamet günü
- crack of doom
- maaş günü
- payday
- mahkeme günü
- calendar
- mahkeme günü
- trial day
- mahkeme oturum günü
- (Kanun) judicial day
- mahsup günü
- (Ticaret) account day
- mahşer günü
- the last day
- mahşer günü
- the Day of Judgment
- manevra günü
- field day
- marjinal destek günü; seyyar emniyet tümeni
- (Askeri) marginal support date; mobile security division
- mezunlar günü
- class reunion
- mezunlar günü
- home coming
- miraçtan önceki pazar günü
- rogation sunday
- nikah günü
- wedding day
- nüfus sayım günü
- census day
- okul günü
- school day
- opsiyon günü
- (Ticaret) option day
- organizasyon günü
- (Askeri) organization date
- oruç günü
- fast day
- oruç günü
- (katolik) day of abstinence
- pazar günü
- Sunday
He played golf last Sunday.
- O, geçen pazar günü golf oynadı.
My father's birthday falls on Sunday this year.
- Babamın doğum günü bu yıl pazar gününe denk geliyor.
- pazar günü
- dominical day
- pazar günü ayrılıyorum
- I am leaving on Sunday
- pazartesi günü
- on monday
- pazartesi günü ayrılıyorum
- I am leaving on Monday
- perhiz günü
- fast day
- perşembe günü ayrılıyorum
- I am leaving on Thursday
- planlanmış durma veya duraksama günü
- (Askeri) planned inactivation or discontinued date
- repor işlemi günü
- (Ticaret) contango day
- roma takviminde ayın ilk günü
- kalends
- roma takviminde ayın ilk günü
- calends
- salı günü ayrılıyorum
- I am leaving on Tuesday
- seferberlik günü
- mobilization day
- seferberlik günü (kuvvetlerin seferberliğinin başladığı adlandırılmamış gün)
- (Askeri) mobilization day (unnamed day on which mobilization of forces begins)
- sevgililer günü hediyesi
- valentine