göz altı

listen to the pronunciation of göz altı
Турецкий язык - Английский Язык
under eye
gözaltı
{i} custody

We've got a suspect in custody. - Gözaltında bir şüphelimiz var.

Tom was taken into custody. - Tom gözaltına alındı.

gözaltı
arrest

The police officer placed Tom under arrest. - Polis memuru Tom'u gözaltına aldı.

Who made the actual arrest? - Gerçek gözaltını kim yaptı?

gözaltı
surveillance, police custody
gözaltı
surveillance
gözaltı
(Kanun) detention

Tom was given detention for talking during class. - Tom'a ders sırasında konuştuğu için gözaltı cezası verildi.

He forgot to bring his homework, so he got detention. - O, ev ödevini getirmeyi unuttu, gözaltı cezası aldı.

gözaltı
house arrest
gözaltı
watch
gözaltı
charge
gözaltı
house arrest, custody, surveillance
gözaltı
intern
Турецкий язык - Турецкий язык
Yüzde gözlerin hemen altında bulunan bölüm
göz altı kremi
Göz altı morluklarını, torbalanmalarını gideren bir krem türü
Gözaltı
gözetim
Gözaltı
nezaret

Tom istintak için nezarete alındı. - Tom sorgu için gözaltına alındı.

gözaltı
Birinin, güvenlik kuvvetlerince belli bir yerde belli bir süre alıkonulması, gözetim, nezaret
gözaltı
Birinin, güvenlik kuvvetlerince belli bir yerde belli bir süre alıkonulması, nezaret
Английский Язык - Турецкий язык

Определение göz altı в Английский Язык Турецкий язык словарь

göz altı kremi
under eye cream
göz altı
Избранное