I showed her my room.
- Ona kendi odamı gösterdim.
Will you show me the picture?
- Bana resmi gösterir misin?
Will you show me the way to the bank?
- Bana bankaya giden yolu gösterir misiniz?
Show me another camera.
- Bana başka bir kamera göster.
She pointed her finger at him accusingly.
- O, suçlarcasına parmağını ona gösterdi.
Compasses point north.
- Pusula kuzeyi gösterir.
I will give you a good example to illustrate what I mean.
- Ne demek istediğimi göstermek için size güzel bir örnek vereceğim.
Everyone can feed the database to illustrate new vocabulary.
- Herkes yeni kelimeleri göstermek için veritabanını besleyebilir.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
I want to show you a spectacular view.
- Sana muhteşem bir manzara göstermek istiyorum.
The red traffic light indicates stop.
- Kırmızı trafik ışığı dur gösterir.
The sign indicates the way to go.
- Sinyal gidecek yolu gösterir.
This figure is a mirror of the decrease in imports of crude oil.
- Bu şekil ham petrol ithalatının azaldığının bir göstergesidir.
The painting shows a young woman combing her hair before a mirror.
- Tablo, aynanın önünde saçlarını tarayan genç bir kadını gösteriyor.
It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.
- Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.
What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
- Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
All verbs are indicated in bold text.
- Tüm fiiller koyu metinde gösterilir.
The red flag indicated the presence of danger.
- Kırmızı bayrak tehlikenin varlığını gösterdi.
Her health screening showed no negative results.
- Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.
There's a good movie screening today.
- Bugün iyi bir film gösterimi var.
Tom displayed the contents of his wallet.
- Tom cüzdanının içindekileri gösterdi.
She displayed her talents.
- O, yeteneklerini gösterdi.
If you see the lion baring its teeth, don't think that the lion is smiling at you.
- Aslanın dişlerini gösterdiğini görürsen, sana gülümsediğini sanma.
Thanks for showing me how to do that.
- Nasıl yapacağımı bana gösterdiğin için teşekkürler.
Men can only be corrected by showing them what they are.
- İnsanlar sadece ne olduklarını göstererek düzeltilebilir.
Her health screening showed no negative results.
- Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.
There's a good movie screening today.
- Bugün iyi bir film gösterimi var.
In the contest he fully displayed what ability he had.
- O, yarışmada hangi yeteneğe sahip olduğunu gösterdi.
Warning: unsupported characters are displayed using the '_' character.
- Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakteri kullanarak gösterilir.
There is no sign indicating that this is a meeting room.
- Bunun bir toplantı odası olduğunu gösteren hiçbir işaret yok.
Dan began displaying symptoms of Alzheimer's.
- Dan, Alzheimer belirtileri göstermeye başladı.
Tom demonstrated how to core an apple.
- Tom elmanın göbeğini nasıl çıkaracağını gösterdi.
African Americans demonstrated for civil rights.
- Afrikalı Amerikalılar sivil haklar için gösteri yaptılar.
There were no tickets available for Friday's performance.
- Cuma gösterisi için mevcut hiç bilet yoktu.
Do you have any tickets for today's performance?
- Bugünkü gösteri için hiç biletin var mı?
These letters reveal her to be an honest lady.
- Bu mektuplar onun dürüst bir kadın olduğunu gösteriyor.