The battery indicator light is showing that the battery is not getting charged.
- Pil gösterge ışığı pilin şarj edilmediğini gösteriyor.
Self-harm is often regarded as an indicator of insanity.
- Kendine zarar verme genellikle cinnetin bir göstergesi olarak kabul edilir.
Tom looked at the fuel gauge.
- Tom yakıt göstergesine baktı.
The fuel gauge is broken.
- Yakıt göstergesi bozuldu.
This is a small token of my gratitude.
- Bu minnettarlığımı küçük bir göstergesidir.
We'd like to give this to you as a token of our appreciation.
- Bunu size minnettarlığımızın göstergesi olarak vermek isteriz.
His victory at this age in an international competition is a good indication of a bright future.
- Uluslararası bir yarışmada bu yaştaki zaferi parlak bir geleceğin iyi bir göstergesidir.
Vermilion is one the signifiers of Chinese culture.
- Parlak kırmızı, Çin kültürünün göstergelerinden biridir.
His sense of humor was self-deprecating, a sign of his low self-esteem.
- Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu.
Tom looked at the thermometer on his dashboard.
- Tom gösterge panelindeki ısıölçere baktı.
The dashboard of this car is completely electronic.
- Bu arabanın gösterge paneli tamamen elektroniktir.