göz göre göre öldü.
According to the CRC, all people under 18 are considered to be children.
- ÇHS'ye göre, 18 yaşından küçük tüm insanlar çocuk olarak kabul edilir.
According to the weather forecast, it will snow tomorrow.
- Hava tahminlerine göre yarın kar yağacak.
All answers must be written according to the instructions.
- Bütün cevaplar talimatlara göre yazılmalıdır.
Cut your coat according to your cloth.
- Ayağını yorganına göre uzat.
It doesn't make sense to me.
- Bana göre bir anlamı yok.
She is senior to me by two years.
- O bana göre iki yıl kıdemli.
Tom apparently believed what Mary said.
- Tom görünüşe göre Mary'nin söylediğine inandı.
Tom was apparently in Boston last winter.
- Tom görünüşe göre geçen kış Boston'daydı.
You don't always have to say what's on your mind; sometimes tact trumps candor.
- Aklında ne olduğunu her zaman söylemek zorunda değilsin; bazen ortama göre davranma tarafsızlığı bastırır.
From my point of view, Australia is one of the best countries in the world.
- Bana göre, Avustralya, dünyanın en iyi ülkelerden biridir.
In my opinion, you're beautiful.
- Bana göre sen güzelsin.
In my opinion, French is a hard language to learn.
- Bana göre, Fransızca öğrenmek için zor bir dil.
Plan your life accordingly.
- Hayatınızı buna göre planlayın.
Do you understand the mission?
- Görevi anlıyor musun?
You can't understand how much I love Mary, right?
- Mary'yi ne kadar sevdiğimi göremiyorsun, değil mi?
According to the weather forecast, it will snow tomorrow.
- Hava tahminlerine göre yarın kar yağacak.
According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring.
- Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek.
You must judge the situation and act accordingly.
- Durumu tartmalı ve ona göre hareket etmelisin.
nerede yaşadıklarına göre sınıflandırıldı.
According to you, which sport is the most popular one in Japan?
- Size göre Japonya'da hangi spor en popüler olandır?
It's a bit strange as far as I'm concerned.
- Bana göre o biraz tuhaf.
Tom can do whatever he likes as far as I'm concerned.
- Bana göre Tom hoşlandığı her şeyi yapabilir.