The story appears to be true.
- Hikâye doğru görünüyor.
The girl appeared sick.
- Kız hasta görünüyordu.
It seems interesting to me.
- O bana ilginç görünüyor.
Your plan seems better than mine.
- Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
Seemingly impossible things sometimes happen.
- Görünüşte imkansız şeyler bazen olur.
The world is a place of seemingly infinite complexity.
- Dünya görünüşte sonsuz karmaşanın olduğu bir yer.
Tom and Mary seem to be in some kind of trouble.
- Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.
Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.
- Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.