göründü

listen to the pronunciation of göründü
Турецкий язык - Английский Язык
seemed

I got together with her mainly because we seemed to share the same feelings about things. - Daha çok şeyler hakkında aynı hisleri paylaşıyor gibi göründüğümüzden onunla anlaşmaya vardım.

They said Reagan seemed calm and thoughtful. - Onlar Reagan'ın sakin ve düşünceli göründüğünü söyledi.

appeared

The conductor appeared on the stage. - Koro şefi sahnede göründü.

He appeared in many movies. - O, pek çok filmde göründü.

görün
appear

The story appears to be true. - Hikâye doğru görünüyor.

Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents? - The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?

görün
seem

It seems to me that you are wrong. - Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın.

Your suggestion seems reasonable. - Önerin mantıklı görünüyor.

görün
{f} seeming

Seemingly impossible things sometimes happen. - Görünüşte imkansız şeyler bazen olur.

The world is a place of seemingly infinite complexity. - Dünya görünüşte sonsuz karmaşanın olduğu bir yer.

görün
seem to be

You seem to be a little under the weather. - Biraz keyifsiz gibi görünüyorsun.

He does not seem to be very tired. - O, çok yorgun görünmüyor.

görün
{f} emerging
görün
loom
kara göründü
land ho
takke düştü, kel göründü
(Atasözü) Now we see what dirty work he's been up to./Now we know the embarrassing truth
göründü
Избранное