göründü

listen to the pronunciation of göründü
Турецкий язык - Английский Язык
seemed

They said Reagan seemed calm and thoughtful. - Onlar Reagan'ın sakin ve düşünceli göründüğünü söyledi.

The sky seemed to blend with the sea. - Gökyüzü,deniz ile karışmış gibi göründü.

appeared

A girl appeared before me. - Benim önümde bir kız göründü.

A man appeared at the door. - Kapıda bir adam göründü.

görün
appear

The story appears to be true. - Hikâye doğru görünüyor.

She failed to appear. - Görünen o ki kız başarısız oldu.

görün
seem

It seems to me that you are wrong. - Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın.

Your suggestion seems reasonable. - Önerin mantıklı görünüyor.

görün
{f} seeming

The world is a place of seemingly infinite complexity. - Dünya görünüşte sonsuz karmaşanın olduğu bir yer.

Seemingly impossible things sometimes happen. - Görünüşte imkansız şeyler bazen olur.

görün
seem to be

Tom and Mary seem to be in some kind of trouble. - Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.

Tom and Mary seem to be suited for each other. - Tom ve Mary birbirleri için uygun görünüyorlar.

görün
{f} emerging
görün
loom
kara göründü
land ho
takke düştü, kel göründü
(Atasözü) Now we see what dirty work he's been up to./Now we know the embarrassing truth
göründü
Избранное