görülen

listen to the pronunciation of görülen
Турецкий язык - Английский Язык
sighted
seen

There were a lot of stars seen in the sky. - Gökyüzünde görülen bir sürü yıldız vardı.

What has been seen can not be unseen. - Görülen bir şey, asla görülmemiş gibi olmaz.

visible
gör
saw

I saw my Twitter account suspended after a while. - Bir müddet sonra Twitter hesabımın askıya alındığını gördüm.

I saw her somewhere two years ago. - Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.

seyrek görülen
(Gıda) sporadic
gör
{f} sighted
gör
{f} seeing

I remember seeing you all somewhere. - Hepinizi bir yerde gördüğümü hatırlıyorum.

I'm looking forward to seeing you this April. - Bu nisanda seni görmeye can atıyorum.

gör
see

I want to see you before you go. - Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.

It seems to me that you are wrong. - Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın.

gör
{f} seen

I've never seen such a wonderful sunset. - Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.

I had never seen a panda until I went to China. - Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim.

gör
{f} view

The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century. - Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.

Their view of life may appear strange. - Onları hayat görüşü acayip görünebilir.

gör
catch sight of

He happened to catch sight of a rare butterfly. - Tesadüfen nadir bir kelebeği gördü.

gör
{f} sight

She stood astonished at the sight. - Görünüşte şaşırmış gibi duruyordu.

The sight of fresh lobster gave me an appetite. - Taze ıstakozun görünüşü iştahımı açtı.

gör
{f} viewing

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

hor görülen, aşağı tutulan, aşağılanan
common contempt, held down, down the
arada sırada görülen
sporadic
bulut üzerinde görülen renkli halka
anthelion
esrarın etkisiyle görülen hayal
pipe dream
gece görülen hayalet
night vision
nadir görülen tümörler
(Tıp) rarely seen tumours
rüyada görülen yakışıklı erkek
sheik
rüyada görülen yakışıklı erkek
sheikh
sadece yelkenleri görülen
hull down
sık görülen
endemic
öğrenim görülen okul
alma mater
Немецкий Язык - Турецкий язык

Определение görülen в Немецкий Язык Турецкий язык словарь

Gör
yumurcak, afacan (kiz)
Gör
(-e/) n l. kücük cocuk
Шведский Язык - Турецкий язык

Определение görülen в Шведский Язык Турецкий язык словарь

Gör
hazırlayın
Gör
olun
Gör
yapın
Gör
yapık
gör
yapıyor
gör
kılan