The teacher submitted a request for more funds.
- Öğretmen daha fazla para için talep gönderdi.
Thank you for submitting your work to this journal.
- Çalışmanızı bu dergiye gönderdiğiniz için teşekkürler.
I forwarded the schedule you sent me to Tom.
- Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
- Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
The record was sent to the ministry.
- Dosya bakanlığa gönderildi.
The boss sent Tom to Boston on business.
- Patron Tom'u iş için Boston'a gönderdi.
The soldiers are shipping off tomorrow.
- Yarın askerler gönderiliyor.
We offer free shipping.
- Biz ücretsiz gönderim sunuyoruz.
We need to remember to send Tom a birthday card.
- Tom'a bir doğum günü kartı göndermeyi unutmamalıyız.
I had to send Tom home.
- Tom'u eve göndermek zorundaydım.
The captain decided to send out a scout.
- Kaptan bir keşif gemisi göndermeye karar verdi.
Don't forget to send the letter.
- Mektubu göndermeyi unutma.
I'd like to send these to Japan.
- Bunları Japonya'ya göndermek istiyorum.
I forwarded the schedule you sent me to Tom.
- Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
I forwarded the message I got from Tom to Mary.
- Tom'dan aldığım mesajı Mary'ye gönderdim.
If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.
- Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.
Roger Miller entered the United States Army at the age of seventeen. He was sent to an army base near Atlanta, Georgia.
- Roger Miller Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu'na on yedi yaşında katıldı. Atlanta, Georgia'ya yakın bir üsse gönderildi.
Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
- Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu.
Sending year-end gifts is one of the customs peculiar to Japan.
- Yıl sonu hediyeleri gönderme Japonya'ya özgü geleneklerden biridir.
Instead of sending somebody on your behalf, you had better go and speak in person.
- Senin adına birini göndermek yerine, sen gitsen ve şahsen konuşsan daha iyi olur.
I sent out the payment a couple of days ago.
- Ödemeyi birkaç gün önce gönderdim.
The princess was sent out to the lake to be fed to the dragon.
- Prenses, ejderhanın beslenmesi için göle gönderildi.
The children sent their Christmas lists to the North Pole with the hope that Santa would read them.
- Çocuklar Noel listelerini, Noel Baba okur umuduyla Kuzey Kutbu'na gönderdi.
Your order has been dispatched.
- Siparişiniz gönderildi.
About thirty firefighters were dispatched.
- Yaklaşık otuz itfaiyeci gönderildi.