göğüslü

listen to the pronunciation of göğüslü
Турецкий язык - Английский Язык
chested
bosomed
full-bosomed, bosomy, buxom
breasted
broad-chested, chesty
göğüs
breast

Tom didn't mind that Mary had small breasts. - Tom, Mary'in küçük göğüsleri olmasına aldırış etmedi.

She has small breasts, but I don't mind. - Onun küçük göğüsleri var ama umursamıyorum.

göğüs
{i} chest

Inside the chest, there are the heart and the lungs. - Göğüs içinde, kalp ve akciğerler vardır.

The chronicles of the flood of 1342 say that the water in the Mainz Cathedral came up to a man's chest, while in Cologne, one could ride in a boat over the city walls. - 1342 sel kronolojisi Köln'de, biri şehir duvarlarının üzerinde bir tekneye binebiliyorken, Mainz katedralinde suyun bir insanın göğüs hizasına geldiğini söylüyor.

göğüs
(Argo) booby
göğüs
(Argo) boob

Are her boobs real or fake? - Onun göğüsleri gerçek mi yoksa sahte mi?

Tom, are you looking at my boobs? - Tom, sen benim göğüslerime mi bakıyorsun?

göğüs
bosom
göğüs
{s} mammillary
göğüs
{s} pectoral
büyük göğüslü
chesty
büyük göğüslü
bosomy
göğüs
thorax
göğüs
chest; thorax
göğüs
breast, bosom
göğüs
chest, breast, bosom; breast, boob" " meme; brisket
göğüs
mammo
göğüs
bust
göğüs
breast, bust (of a woman)
göğüs
brisket
göğüs
(Denizcilik) breast, flare of a ship's bow
göğüs
sterno
göğüs
windbag
göğüs
petto
pembe göğüslü ötleğen
menetries warbler
pembe göğüslü ötleğen
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: ötleğenkuşugiller,çalıbülbülügiller) Menetries' warbler
pembe göğüslü ötleğen
(Hayvan Bilim, Zooloji) sylvia mystacea
çıkık göğüslü
pigeon chested
çıkık göğüslü
pigeon breasted
şişkin göğüslü
(kusur) chicken breasted
Турецкий язык - Турецкий язык
İri memeli (kadın)
Göğsü geniş olan
Göğsü olan
Göğüs
sine
Göğüs
döş
Göğüs
bağır
Göğüs
kenbe
Göğüs
toraksenbe
Göğüs
(Osmanlı Dönemi) CEVŞ
Göğüs
(Osmanlı Dönemi) LEBAN
Göğüs
duşka
göğüs
Vücudun boyunla karın arasında bulunan ve yürek, akciğer gibi organları içine alan bölümü, sine
göğüs
Bu vücut bölümünün ön tarafı, sırt karşıtı: "Genç ve meçhul kadın çocuğunu göğsüne basarak girdi."- A. Gündüz
göğüs
Vücudun boyunla karın arasında yer alan bölüm
göğüs
Bu bölümün içindeki organlar
göğüs
Bu vücut bölümünün ön tarafı, sırt karşıtı
göğüs
Meme: "Vücudumun etliliğinden, göğsümün dolgunluğundan, elbiselerim dar gelirdi."- S. M. Alus
göğüs
Meme
tahta göğüslü
Çok küçük, zayıf göğüslere sahip kadın
göğüslü
Избранное