Caz ölmedi, sadece komik kokuyor.
- Jazz isn't dead, it just smells funny.
Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı.
- My son tried to become a teller of funny stories.
Tom bunun eğlenceli olduğunu düşünmeyebilir.
- Tom may not think this is funny.
Yaşam eğlenceli bir şey.
- Life's a funny thing.
Ben tuhaf bir gürültü duydum.
- I heard a funny noise.
Tom'un yüzünde tuhaf bir ifade vardı.
- Tom had a funny look on his face.
Onlar bana garip baktılar.
- They looked at me funny.
Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun?
- Don't you think that's funny?
The milk smelt funny so I poured it away.
... DAVID BECKHAM: I'm not sure we've had a funnier one then ...