Bu sadece bir rastlantı.
- It's just a coincidence.
O beklenmedik bir rastlantı.
- That is an improbable coincidence.
Gerçekten bir tesadüf olup olmadığını merak ediyorum.
- I wonder if it really was a coincidence.
Sanırım o sadece bir tesadüf.
- I think it is a mere coincidence.
O beklenmedik bir rastlantı.
- That is an improbable coincidence.
Bunun bir rastlantı olduğunu düşündüm.
- I thought it was a coincidence.
Hayat sadece bir raslantı dizisidir.
- Life is just a series of coincidences.