full, packed, crammed together

listen to the pronunciation of full, packed, crammed together
Английский Язык - Турецкий язык

Определение full, packed, crammed together в Английский Язык Турецкий язык словарь

crowded
kalabalık

Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır. - Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer.

Tren o kadar kalabalıktı ki Osaka'ya giden bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda bırakıldık. - The train was so crowded that we were obliged to stand all the way to Osaka.

crowded
kalabalık (yer)
crowded
tıkış tıkış/kalabalık
crowded
kalabalık,v.toplan: adj.kalabalık
crowded
x sıkıştır/toplan/doldur
crowded
toplanmış (bir yere)
crowded
mahşeri
crowded
tıkış tıkış
crowded
dopdolu
crowded
{f} toplan

Herkes harika dansçının etrafına toplandı. - Everyone crowded around the fantastic dancer.

Kalabalık caddede sıradan bir toplantı yaptık. - We had a casual meeting on the crowded street.

crowded
{s} dolu

Oda mobilya ile doluydu. - The room was crowded with furniture.

Hangi otoyola karar verirsen ver, arabalarla ve kamyonlarla dolu olacaktır. - Whichever highway you decide on, it will be crowded with cars and trucks.

crowded
{s} olaylı
crowded
{s} sıkışık
Английский Язык - Английский Язык
{s} crowded
full, packed, crammed together
Избранное