Ondan uzak durmanız sizin akıllılığınız.
- It was wise of you to keep away from him.
Ondan uzun zaman haber alamadılar.
- They haven't heard from him in a long time.
İstediğimi ondan alacağım.
- I'll take from it what I wish.
Bir dereceye kadar, biz hepimiz ondan muzdaribiz.
- We all suffer from it to some degree.
Çok geçmeden ondan haber alacağımızı umuyorum.
- I hope it won't be long before I hear from her.
O bir hile ile parayı ondan aldı.
- He got the money from her by a trick.
Bundan kim yararlanıyor?
- Who benefits from this?
Birisi bundan ne kazanır?
- What does one profit from this?
Senden küçük bir yardıma ihtiyacım var.
- I need a little help from you.
Senden bu kadar iyi bir hediye beklememiştim.
- I didn't expect such a nice present from you.
... in the community around him corey has grown stronger ...
... Call him by any of those adjectives. ...