Karım uzaktayken zor durumdaydım.
- I am inconvenienced when my wife is away.
O, otelden çok uzakta değildir.
- It is not far away from the hotel.
Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu.
- He had no choice but to run away.
Biz yokken eve hırsız girmiş.
- A thief broke into the house while we were away.
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?
Tom'un güvenli bir yere gizlenmiş biraz parası var.
- Tom has some money stashed away.
O buradan hemen ayrıldı.
- She left here right away.
Beni buradan uzaklaştıracak bir tekne istiyorum.
- I want a boat that'll take me far away from here.
Tüm öğleden sonra durmadan uyudum.
- I slept the whole afternoon away.