Onun kız kardeşi ile ben iyi arkadaşlar olacağız.
- His sister and I will be good friends.
Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.
- I spent the whole afternoon chatting with friends.
Tom sadece arkadaş olmak istedi. Ancak, Mary çok daha fazlasını istedi.
- Tom wanted to be just friends. However, Mary wanted much more.
Kız kardeşinle arkadaş olmak istiyorum.
- I want to make friends with your sister.
Benim en iyi dostum bir kitaptır.
- My best friend is a book.
Gerçek dostluk paha biçilmezdir.
- True friendship is priceless.
Batman, Robin ile arkadaştır.
- Batman is friends with Robin.
Beni seven bir arkadaşım var.
- I have a friend who loves me.
Tom Mary ile arkadaş olmak istiyor.
- Tom wants to be friends with Mary.
Tom sadece sizinle arkadaş olmak istiyor.
- Tom just wants to be friends with you.
Japonların tanıdıklarına karşı çok cana yakın oldukları ve tanımadıklarına çok ilgisiz oldukları söyleniyor.
- It is said that the Japanese are very friendly to those that they know, and very indifferent to those they don't.
O, bir arkadaş değil ama bir tanıdıktır.
- He is not a friend, but an acquaintance.
Biz arkadaş olmak için burada değiliz.
- We're not here to make friends.
Ben Tom ile arkadaş olmak için elimden geleni yaptım.
- I did my best to make friends with Tom.
Tom hâlâ tamamen eskisi kadar arkadaş canlısı.
- Tom is still just as friendly as he used to be.
Adanın sakinleri cana yakındır.
- The inhabitants of the island are friendly.
Adanın sakinleri cana yakındır.
- The inhabitants of the island are friendly.
Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.
- My boyfriend is smart, handsome, and friendly too.
Ben Tom ile arkadaş olmak için elimden geleni yaptım.
- I did my best to make friends with Tom.
Parti başka insanlarla arkadaş olmak için elverişli bir yerdir.
- A party is a good place to make friends with other people.
Seninle arkadaş olmak istemiyorum.
- I don't want to be friends with you.
Onunla arkadaş olmak istemiyorum.
- I don't want to be friends with him.
Bütün arkadaşları onun planını destekledi.
- All his friends backed his plan.
Beni destekledikleri için arkadaşlarıma ve aileme teşekkür etmek istiyorum.
- I want to thank my friends and family for supporting me.
Ona yardımcı olacak arkadaşı yoktu.
- He had no friend to help him.
Arkadaşım, genellikle çalışmalarıyla oğluma yardımcı olur.
- My friend usually helps my son with his studies.
Duydum ki İngiliz insanlarla arkadaşlık kurmak zaman alıyor.
- I hear it takes time to make friends with the English people.
See.
In fact, he could be so mean to the others in the pet store they would often call him Nigel No Friends when he wasn't listening.
I’m not a friend of cheap wine.
You’d better watch it, friend.
To make a function be a friend to a class, the reserved word friend precedes the function prototype.
One of the most used features of MySpace is the practice that is nicknamed friending. If you friend someone, then that person is added to your MySpace friends list, and you are added to their friends list.
Lo sluggish Knight the victors happie pray: / So fortune friends the bold .
... online and offline friends. ...
... But I actually, with me, have brought all my friends from ...