Tom heyecanlanmış olmalı.
- Tom must've been thrilled.
Tom Mary'yi gördüğü için çok heyecanlanmıştı.
- Tom was thrilled to see Mary.
Kedi akşam yemeği için balık aldığında sevinçten heyecanlandı.
- My cat is thrilled with joy when she gets fish for dinner.
O, yeni işinde heyecanlanıyor.
- He's thrilled with his new job.
Paketlenmesi gereken bir hediyem var.
- I have a gift that needs to be wrapped.
O her zaman karanlık bir havayla sarılır.
- He was always wrapped by a dark air.
O her zaman gizemli bir hava tarafından sarılır.
- He was always wrapped by a mysterious air.