Bu ambalajdaki yumurtalar diğer ambalajdakilerden daha tazedir.
- The eggs in this case are fresher than those in the other case.
Bu ambalajdaki yumurtalar diğer ambalajdakilerden daha tazedir.
- The eggs in this case are fresher than those in the other case.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to work in Paris I have to freshen up on my French.
Çiçeklerin ve ağaçların temiz havaya ve taze suya ihtiyacı vardır.
- Flowers and trees need clean air and fresh water.
Anılar çok taze ve canlıdır.
- The memories are very fresh and vivid.
Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşamaktadır.
- Fish like carp and trout live in fresh water.
O balık tatlı suda yaşar.
- That fish lives in fresh water.
Hiç yeni haber var mı?
- Is there any fresh news?
Tom taze suyla yeniden doldurmadan önce, suyu şişeden boşalttı.
- Tom emptied the water out of the bottle before he refilled it with fresh water.
Önceki gece partiden geç dönmeme rağmen sabah bir papatya kadar dinçtim.
- Although I came back late from the party last night, I was as fresh as a daisy in the morning.
Bana karşı küstahlık yapma.
- Don't be fresh to me.
Ben taze pişmiş ekmek kokusunu severim.
- I love the smell of fresh baked bread.
Bu dükkâna her ne zaman gitsem, taze pişmiş taiyaki kekleri satıyorlar.
- Whenever I go to this store, they're selling freshly baked taiyaki cakes.
Paranın konuştuğu bu sert, küçük dünyada, onun hayat tarzı derin bir nefes taze hava gibi.
- In this harsh, petty world where money does the talking, his way of life is like a breath of fresh air.
Poyang Gölü Çin'deki en büyük tatlısu gölüdür.
- Poyang Lake is the largest freshwater lake in China.
Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşar.
- Fish such as carp and trout live in fresh water.
Gıda, taze ve sağlıklıdır.
- The food is fresh and healthy.
Taze hava sağlıklı olmak için gereklidir.
- Fresh air is necessary to good health.
Biraz serin tatlı su iç.
- Drink some cool freshwater.
Işık sağlık için temiz havanın gerekli olduğu kadar gereklidir.
- Light is as necessary as fresh air is for health.
Bu dumanlı havanın odadan çıkmasına ve biraz temiz havanın içeri girmesine izin ver.
- Let this smoky air out of the room and let some fresh air in.
They went on very well with their work until it was nigh done, when there came the second epistle to Noah's fresh, and away went their mill, shot, lock, and barrel.
Additional changes that occur when water enters the lungs depend on whether the water is fresh or salt.
With fresh material, taxonomic conclusions are leavened by recognition that the material examined reflects the site it occupied; a herbarium packet gives one only a small fraction of the data desirable for sound conclusions. Herbarium material does not, indeed, allow one to extrapolate safely: what you see is what you get.
QA uses a fresh copy of the old version to test backward-compatibility of new add-ons.