Определение former(a) в Английский Язык Турецкий язык словарь
- former
- {s} önceki
Tom Mary'nin önceki eşidir.
- Tom is Mary's former husband.
Daha önceki evimiz İsveç'teydi.
- Our former home was in Sweden.
- former
- evvelki
- former
- {i} gövde (uçak)
- former
- {i} biçimlendirici
- former
- {s} geçen
Geçen gün kentte eski komşuma rastladım.
- The other day I met my former neighbour in the city.
- former friend
- eski arkadaş
- former
- (Askeri) kalıplayıcı
- former
- kalıpçı
- former
- (Askeri) dökümcü
- former
- (Askeri) taslakçı
- former
- gövde uçak
- former
- evvelsi
- former
- {s} geçmiş
Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar.
- In former days, men sold themselves to the Devil to acquire magical powers. Nowadays they acquire those powers from science, and find themselves compelled to become devils.
- former
- {s} sabık
- former
- ilk söylenen
- former
- (Askeri,Havacılık) kalıp
- former consul general
- eski başkonsolos
- former employee
- (Ticaret) eski çalışan
- former member
- eski üye
- former members
- eski üyeler
- former minister
- eski bakan
- former prime minister
- eski başbakan
- former professor
- eski profesör
- former river course
- (Çevre) eski nehir yatağı
- former sentenced persons
- eski hükümlüler
- former soviet republics
- eski sovyet cumhuriyetleri
- former
- {i} sınıf öğrencisi
- former
- ilk
Sadece iki şey sonsuzdur, evren ve insanoğlunun aptallığı, ve ben ilkinden emin değilim.
- Only two things are infinite, the universe and human stupidity, and I'm not sure about the former.
Filmin ilk yarısı sıkıcıydı.
- The former half of the film was dull.
- former
- önceki şey/kimse
- former
- eski
Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
- France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.
Lincoln eski siyasi rakibini karşıladı.
- Lincoln greeted his former political rival.
- former rank
- önceki durumu
- former times
- eski günler
- former times
- geçmiş zaman
- former days
- eski gün
- former employees
- eski çalışanlar
- former husband
- eski kocası
- former name of oslo; turn (skiing)
- oslo eski adı; (kayak) çevirmek
- former president
- eski başkan
- former time
- eski zaman
- former yugoslav republic of macedonia
- Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti
- former
- biçimlendirici şey veya kimse
- former
- {s} the birinci, ilk, ilk söylenen
- former
- öncel
- former
- former times geçmiş zaman
- former
- eski günler
- former
- iki şıktan birincisini tercih e
- former
- Of the two choices I prefer the former
- former Soviet Union; forward support unit
- (Askeri) eski Sovyetler Birliği; ileri destek ünitesi
- former warring factions
- (Askeri) daha önce savaşan taraflar
- network former
- (İnşaat) ağ oluşturucu
- acid former
- asit oluşturucu
- bed former
- ekim yastığı yapıcısı
- restore to the former rank
- önceki durumuna getir
- be a shadow of one´s former self
- 1. (biri) epeyce çökmüş olmak. 2. (biri) epeyce çaptan düşmüş olmak. 3. eski halinden çok düşmüş olmak
- in the former
- ilk söylenen
- bed former
- yastık yapıcı
- film former
- (Tekstil) film oluşturucu madde
- multiply former
- (Matbaacılık, Basımcılık) çok katlı oluşturucu
- network-former
- ağ yapısı -yapan/oluşturan
- restore to the former rank
- önceki durumuna getirmek
- the former
- {s} önceki
Sevgi paranın üstündedir. Sonraki önceki kadar çok mutluluk veremez.
- Love is above money. The latter can't give as much happiness as the former.
Daha önceki İtalyan para birimi liradır.ve onun sembolü £ dır.O Türk lirasıyla ilgili değildir.
- The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira.
- the former
- {s} ilk bahsedilen