Tom çok soğuk olduğu için sabah yüzmesinden vazgeçmek zorunda kaldı.
- Tom had to forgo his morning swim, on account of it being too cold.
Tom çok soğuk olduğu için sabah yüzmesinden vazgeçmek zorunda kaldı.
- Tom had to forgo his morning swim, on account of it being too cold.
Tom freni bırakmayı unuttu.
- Tom forgot to release the brake.
Kesintiden sonra tekrar okumaya döndüm ama nerede bıraktığımı unuttum.
- After the interruption I went back to my reading but forgot where I'd left off.
Bu maç kaçınılmaz bir sonuç. Ben bile onu izlemeyeceğim.
- This match is a foregone conclusion. I'm not even going to watch it.
Bu kaçınılmaz bir sonuç.
- It's a foregone conclusion.
The only way to avoid shame is to forgo acting shamefully.
we may conclude, from the foregoing reasonings, that, as certain unity is requisite in all productions, it cannot be wanting in history more than in any other;.