Yabancılar beni şaşırtır.
- Foreigners astound me.
Yabancı mısın? Nerelisiniz?
- A foreigner? And where are you from?
Yabancı dil öğrenmek zordur.
- It's difficult to learn a foreign language.
Yabancı dil öğrenmek zordur.
- It's hard to learn a foreign language.
Onun yurtdışı seyahat deneyimi var.
- He has experience of foreign travel.
Hiç yurt dışında bulundun mu?
- Have you ever been to a foreign country?
Yurt dışında yaşamak bir yabancı dili öğrenmek için en iyi yoldur.
- Living abroad is the best way to learn a foreign language.
Hükümet, dış politikasında değişiklikler yapmak zorunda kaldı.
- The government was obliged to make changes in its foreign policy.
Dışişleri Bakanı bir kuklaydı.
- The Foreign Minister was a puppet.
O yabancılarla konuşmaya alışkındır.
- He is used to talking to foreigners.
Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.
- Yet Japan is still not sufficiently understood by other countries, and the Japanese, likewise, find foreigners difficult to understand.
the constant threat of spontaneous outbreaks of singing on Centre Court by pop has-beens and the occasional ungentlemanly antics of Johnny Foreigner.
foreign body.
My bank charges me $2.50 every time I use a foreign ATM.