Doktor maratona katılmamı yasakladı.
- The doctor forbade me to take part in the marathon.
Ebeveynlerim Tom'u görmemi yasakladı.
- My parents forbade me from seeing Tom.
Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
- Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
Bir şey yasaklandıkça daha popüler olur.
- The more things are forbidden, the more popular they become.