Tom, hayatının geri kalanını Mary ile geçirmek istedi.
- Tom wanted to spend the rest of his life with Mary.
Hayatımın geri kalanını pişman olarak geçirmek istemiyorum.
- I don't want to spend the rest of my life regretting it.
Tom'un sınıfının geri kalan kısmına ayak uydurma sorunu vardı.
- Tom has trouble keeping up with the rest of his class.
Hayatının geri kalan kısmını hapishanede geçirmeyi gerçekten istiyor musun?
- Do you really want to spend the rest of your life in prison?