Sami erkek kardeşinin adımlarını izledi.
- Sami followed in his brother's footsteps.
Adımları duyar duymaz onun kim olduğunu biliyordum.
- The moment I heard the footsteps, I knew who it was.
O, babasının ayak izlerini takip etti ve bir doktor oldu.
- She followed in her father's footsteps and became a doctor.
Greg'in babasının ayak izlerini takip edeceğinden eminim.
- I am sure that Greg is going to follow in his father's footsteps.