Yarın gelmeye çok meraklı değil.
- He is not very keen on coming tomorrow.
Bu tür müziğe hevesli değilim.
- I'm not keen on this kind of music.
Erkek kardeşim pul toplama heveslisidir.
- My brother is keen on collecting stamps.
Şu genç adam bisiklete binmeye çok düşkün.
- That young man is very keen on cycling.
Tom sörf yapmaya düşkündür.
- Tom is keen on surfing.
I'm not keen on fish with lots of bones.