Onları izlemek zorunda değilim
- I don't have to follow them.
Yapmanız gereken bütün şey beni izlemektir.
- All you have to do is follow me.
Biz onu takip etmek zorunda değiliz.
- We don't have to follow her.
Tom'u takip etmek zorundayız.
- We have to follow Tom.
Bir lider mi yoksa bir takipçi misiniz?
- Are you a leader or a follower?
Köpeği her yerde onu gittiği yerden takip eder.
- His dog follows him wherever he goes.
İyi bir vuruşcu olmak için, gevşek tutmalısın ve içgüdünü izlemelisin.
- To be a good batter, you've got to hang loose and follow your instincts.
Tom görünmeden Mary'yi izlemeyi oldukça kolay buldu.
- Tom found it fairly easy to follow Mary without being seen.
Köpek kuyruğunu sallayarak, sahibini izledi.
- The dog followed its master, wagging its tail.
Biz onun dersini izlemeliyiz.
- We should follow his example.
Yapacağın tek şey onun tavsiyesini dinlemek.
- All that you have to do is to follow his advice.
O emirleri dinlemekten başka seçeneğim yok.
- I have no choice but to follow those orders.
O, sonuca bakarak aşağıdaki gibi söyledi.
- By way of conclusion he said as follows.
Nedenler aşağıdaki gibi.
- The reasons are as follows.
Onların talimatlarına uymak zorundayız.
- We have to follow their instructions.
Onlara uymak zorunda değiliz.
- We don't have to follow them.
Aşağıdaki cümleleri Japoncaya çevir.
- Translate the following sentences into Japanese.
Aşağıdaki malzemelere ihtiyacım var.
- I need the following items.
Lütfen okul kurallarına uyun.
- Please follow the school rules.
İlaç içerken şişe üzerindeki talimatlara dikkatlice uyun.
- When taking drugs, follow the directions on the bottle carefully.
Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni izle.
- If you want to get out of here alive, follow me.
Follow these instructions to the letter.
Follow that car!.
... The reason is as follows. ...
... dialogue that follows a stressful event that leads us ...