Yapmanız gereken bütün şey beni izlemektir.
- All you have to do is follow me.
Tom'u izlemek zorunda değiliz.
- We don't have to follow Tom.
Bizi izleyen birini görmedim.
- I didn't see anybody following us.
O, arkasında izleyen köpeği ile yürüyüşe çıktı.
- He went out for a walk, with his dog following behind.
Tom'u takip etmek zorundayız.
- We have to follow Tom.
Sıkı bir diyet takip etmek önemlidir.
- It's important to follow a strict diet.
Beni takip eden biri mi var?
- Is there someone following me?
Beni takip eden birinin olup olmadığını görmek için geriye baktım.
- I looked back to see if anyone was following me.
Bir lider mi yoksa bir takipçi misiniz?
- Are you a leader or a follower?
Köpeği her yerde onu gittiği yerden takip eder.
- His dog follows him wherever he goes.
Biz onun dersini izlemeliyiz.
- We should follow his example.
Kitaplar bilimleri izlemeli ve bilimler kitapları değil.
- Books must follow sciences, and not sciences books.
Aşağıdaki soruları İngilizce olarak yanıtlayın.
- Answer the following questions in English.
10 a 1 ölçeğinde, lütfen aşağıdaki dillerdeki yeterliliğini sınıflandır.
- On a scale of 1 to 10, please rate your proficiency in the following languages.
Tom pazartesi günü geldi ve ertesi gün eve geri gitti.
- Tom came on Monday and went back home the following day.
Tom, ertesi gün Mary ile buluşmak için randevu verdi.
- Tom made an appointment to meet Mary the following day.
Tom'un bizi izlemeyi bırakmasını istedim.
- I asked Tom to stop following us.
Tom birinin kendisini izleyip izlemediğini görmek için omzunun üzerinden baktı.
- Tom looked over to his shoulder to see if anyone was following him.
Köpek beni evime kadar izledi.
- The dog followed me to my home.
Her insan farklı bir yol izlesede, hedeflerimiz aynıdır.
- Although each person follows a different path, our destinations are the same.
Yapacağın tek şey onun tavsiyesini dinlemek.
- All that you have to do is to follow his advice.
O emirleri dinlemekten başka seçeneğim yok.
- I have no choice but to follow those orders.
Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı.
- Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.
Yoğun yağış ardından büyük bir sel vardı.
- Following the heavy rainfall, there was a big flood.
Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.
- Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.
Bu kitabın tavsiyelerini izleyerek, kendimi fakirlikten kurtarabilirdim.
- By following this book's advice, I was able to pull myself out of poverty.
Sadece talimatlara uymak zorundasın.
- You only have to follow the instructions.
Bütün üyeler bu kurallara uymak zorundadırlar.
- All members must follow these rules.
Aşağıdaki malzemelere ihtiyacım var.
- I need the following items.
Aşağıdaki soruları İngilizce olarak yanıtlayın.
- Answer the following questions in English.
Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.
- Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.
Bizi izleyen birini görmedim.
- I didn't see anybody following us.
Lütfen okul kurallarına uyun.
- Please follow the school rules.
Sorular sormayın. Sadece emirlere uyun.
- Don't ask questions. Just follow orders.
Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni izle.
- If you want to get out of here alive, follow me.
The opera singer expanded his audience by singing songs from the shows.
Follow these instructions to the letter.
Follow that car!.
Following the meeting, we all had a chat.
He had a loyal following.
See the following section.
The following wind sped us on our way.
... it belonged to loose confederation prior to the following in jefferson domination ...
... ln the years following Columbus' first voyage, ...