Tom beklenmedik biçimde çevik.
- Tom is surprisingly agile.
Gençken daha çeviktim.
- When I was young, I was more agile.
Onunla ustalıkla başa çıktın.
- You handled that deftly.
Keiko ustalıkla bulaşıkları toplar ve onları lavaboya götürür.
- Keiko deftly piles up the dishes and takes them to the sink.